ÇAĞDAŞ SES ÖZEL RÖPORTAJ – ERMAN ÇİMEN / Hak ve Eşitlik Partisi (HEPAR) eski Genel Başkanı, emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu, Ankara Kızılay’da 37 kişinin ölmesine ve yüzlerce kişinin yaralanmasına neden olan bombalı saldırıyı, saldırının arka planı ve bundan sonra terörle mücadelede yapılması gerekenleri Çağdaş Ses’edeğerlendirdi.
Pamukoğlu; 17 Şubat’ta Ankara Devlet Mahallesi’nde ve son olarak önceki akşamKızılay meydanında gerçekleştirilen bombalı saldırının PKK tarafından yapıldığını iddia ederken, daha önce araçlı saldırı şeklinde eylem yapma kapasitesi olmadığını belirttiği örgütün Suriye’deki ortamdan faydalanarak daha profesyonel hareket etmeye başladığını söyledi.
Osman Pamukoğlu PKK’yı bitirmek için mutlaka Kandil kadrosunun yok edilmesi gerektiğini ayrıca terörle mücadelede işlevini yitiren eski sistemlerin bırakılarak yerine mutlaka yapılması gerektiğini belirttiği 3 maddelik çözüm önerisi paketini açıkladı.
İşte Osman Pamukoğlu’nun o önerileri ve Çağdaş Ses’e yaptığı bomba açıklamaların 1. bölümü:
“SALDIRILAR PKK’NIN İŞİ!”
“Bu son olaylar siyasal ve askeri meselelerin çok içerisinde… Yani yaşananlara bence bu yönleriyle bakmak lazım.. Bu yönleri yeterince irdelenmediği için herşey olup bittikten sonra herkes düştüğü yere bakıyor…
Ben kişisel olarak önceki röportaj, konferans ve kitaplarımda defalarca anlattığım gibi son yaşananları yadırgamıyorum. Çünkü sürecin nerelerden gelip, nerelere evrildiğini ve nasıl tırmanacağını görme konusunda bir sıkıntı yok bana göre… Çünkü bu tip mücadeleler dünyanın her yerinde yapıldı. Siyasi yapıları belli, askeri yapıları belli, ideolojiler belli… Savaş tarihini, askeri tarihi ve bu tip mücadeleleri bilenlerin ‘aman nasıl oldu, nerden çıktı’ falan diyeceklerini pek sanmıyorum…
Şimdi öncelikle bir önceki Ankara Devlet Mahallesi’ndeki saldırı PKK’nın eylemiydi, orası kesin… Kızılay’daki saldırı da %99.9 PKK’nın işi… Aslında eskiden PKK’nın bu araçlı saldırı şeklinde eylemleri yoktu. Bu konuda profesyonel adamları da yoktu. Güneydoğu’da son birkaç aydır yaşandığı gibi sokak savaşlarını becerebilecek elamanları da yoktu. Tüm bunları Suriye savaşının gelişimi içerisinde öğrendiler… Özellikle Kobani gibi bölgelerde, kaldı ki orda PYD dedikleri PKK’nın Suriye’deki kolu var biliyorsunuz… 2012’den beri orda gelişen sürecin içerisinde Suriye PKK’sı ve kadroları ile beraber daha profesyonelce hareket etmelerine sebebiyet verdi.
Bu bombalı araçlar meselesi aslında radikal islam unsurlara ait bir yöntemdir. Onlar da öğrendiler ve aynı metodu fırsat ve imkan bulduğunda uyguluyorlar…
“TÜRKİYE’NiN MÜTTEFİKİ KALMADI”
Şimdi baktığımız zaman Türkiye’nin Suudi Arabistan, Katar gibi birkaç Arap ülkesi dışında müttefiki kalmadı. Güya NATO’ya da müttefikiz ama onların Türkiye’ye bakışı da zaten hiç müttefik gibi değil. Bunun yanında Suriye ile yani Şam hükümetiyle zaten kanlı bıçaklıyız.. Ve onu destekleyen, büyük bir askeri ve siyasal güç olan Rusya ve İran da karşımızda… Dolayısıyla herkes şu anda karşımızda! Bunu neden açıklıyorum: Çünkü bu durumdayken söz konusu ülkelerin istihbarat güçlerinden de faydalanamıyoruz… Sahada etkin ajanlarıyla elde ettikleri bilgileri de bizimle paylaşmıyorlar… Paylaşsalar başka türlü olur… Yalnız istihbaratın da şöyle nankör bir tarafı vardır. Size karşı yapılan 100 hareket vardır mesela bunun 90’ına mani olursunuz ama 10’u yapacağını yapar…
Ama bu noktada siyasi ve askeri bir mücadele gerektiğinde mutlaka müttefiklerinizin olması lazım… Müttefiksiz olmaz! Yani sizin yanınızda olmasalar bile size karşı bir tavırları olmamalı. En azından tarafsız kalmaları lazım… Ama burada görüyoruz ki, Rusya, İran, uzakta Çin, ABD, Avrupa ve NATO ülkeler sözde destek olduklarını söyleseler bile destek olmuyorlar… Sadece kibar süslü laflarla diplomasi yaparak işi geçiştiriyorlar… Ama gerçek manada yardımcı oldukları söylenemez…
“ÇOKTAN SURİYE GİBİ OLDUK”
Bana sürekli “Türkiye bu gidişle Suriye’ye mi benzeyecek?” diye soruyorlar ama ben“zaten çoktan Suriye’ye döndük” diyorum.. Aylardır diyorum hem de bunu… Çünkü Cilvegözü’nden başlayan, işte Reyhanlı’ya, Suruç’a uzanan oradan Ankara Garı, Sultanahmet tekrar Ankara Devlet Mahallesi ve Kızılay saldırıları bunun kanıtı…
TÜRKİYE’DE ‘SİNİR SAVAŞI’ YAŞANIYOR
Türkiye’de olup biten şeyin esas adı şu: ‘Sinir savaşı’… Bu çok önemli bir ifadedir… Sinir Savaşı oluyor şuan Türkiye’de… Bunun mutlaka kazanılması lazım…
BAŞKENT’İN HEDEFLENMESİ BİR MESAJ!
Şimdi terör örgütü ülkenin başka yerlerinde bu saldırıları yapabileceği halde doğrudan doğruya başkente saldırıyor… Yani “ben artık seni kendini en kuvvetli zannettiğin yerde de vururum.” mesajı veriyor.
“ÖRGÜTÜ İYİ TANIMAK LAZIM!”
Bir kere öncelikle mücadele etmek için de PKK’yı iyi tanımak lazım… Bir de tarihsel olarak bu tip örgütlerle silahlı mücadelenin nerelerde, nasıl yapıldığının ve nasıl sonuçlar alındığını bilmiş olmak lazım. Çok önemli ayrıntılar bunlar. Yani askeri bir tarihi var bu işin. Sizin de bunu tecrübe ederek öğrenmiş olmanız lazım. Başka türlü geleceği tayin edemezsiniz…
“KANDİL KADROSU YOK EDİLMELİ!”
PKK’yı bitirmek istiyorsanız, Kandil kadrosunu halletmeden siz bu işin kökünü kazıyamazsınız! Bunun için de ya ABD ve Avrupa’yı yanınıza alıp bunu yapacaksınız ya da Rusya ve İran’ı yanınıza alarak yapacaksınız… Evet zor bu biliyorum, kolay değil kabul ettirmek. Ama bunun yolları var! Ve siz Devleti yönetiyorsanız bu yöntemleri de bilmek zorundasınız…
Yani bu Kandil kadrosu orada durduğu sürece PKK bitmez… PKK’yı bir yılana benzetirsek şimdi herkes kuyruğu ile uğraşıyor. Sokak temizleyelim vs. gibi… Bunun gövdesi var, başı var. Asıl onları halletmek gerek. Bu kadar açık bir örnek…
TERÖRLE MÜCADELE İÇİN 3 MADDELİK ÇÖZÜM PAKETİ!
Dünyanın her yerinde terör bir savaş türüdür. Bunu böyle kabul etmek lazım… Yani elinde yeteri kadar kaynak gücü; yani savaşa sürebileceği silah kaynağı, insan kaynağı, malzeme kaynağı olmayanların tercih ettiği bir savaş türüdür… İşte bu savaşta mücadele etmek için benim 3 maddelik bir önerim var. Artık bunların yapılma zamanı gelmiştir… Bütün dünya bunu yapacak. Bu bir mecburiyettir…
1- Anti Terör Bakanlığı’nın acilen kurulması şarttır… Bu böyle eski klasik yöntemlerle İçişleri Bakanlığı ile çözülecek bir iş değil! Terörle mücadele için vakit kaybetmeden bu bakanlığın kurulması lazım…
2- Şimdi Türkiye’de birçok kurum istihbarat yapıyor… Polis yapıyor, jandarma ve MİT yapıyor. Ancak bunların hepsi istihbaratı kendileri için yapar ve güya kendi aralarında da paylaşırlar… Ama artık bu yöntemde bayatladı…
Peki ne yapılmalı? Derhal İstihbarat Yüksek Konseyi oluşturulmalı. En tepede, tüm bu haber alma örgütlerinin ve bağlantılarının biraya gelip değerlendirme yapılacağı bir yapı kurulmalı. Şu anki çok kollu, işlevsiz yapıyı bir araya getirmek, yani ‘düğüm atmak’gerekiyor! Bunun da kurulması şart…
3- Son olarak biliyorsunuz eskiden beri kırsala jandarma, kentlere de polis bakıyordu. Ama artık bunun da zamanı geçti. Neden geçti? Çünkü kırsal diye bir şey kalmadı… Kolluk kuvvetinin gidemeyeceği yer yok. Peki, ne yapılmalı? Jandarma ve polisin tek komuta altına alınması lazım… İşte ‘zaten İçişlerine bağlı’ falan bunlar kabul edilemez… İşlevi yok! Tek bir yere bağlı olacak ve kırsalda ve kentte ne olup ne bittiği bu tek yere, karargaha gelecek! Yani Jandarma ve polis tek komuta altında toplanacak ve oradan yönetilecek…
Şimdi bu noktada kimse kimseyi kandırmasın. Öyle kınamak, lanetlemekle hiçbir şey çözülmüyor… ‘Halkımız endişe etmesin’ demek de işe yaramıyor… İşte bu söylediğim yapıya geçilmedikten sonra terörle mücadelede başarılı olamazsınız! Göreceksiniz… Bu 3 maddenin yapılması şarttır! Sizinle şimdi bu röportajı yapıyoruz… Birkaç yıl sonra tekrar görüşelim. Mutlaka yapıldığını göreceksiniz…
http://www.cagdasses.com/guncel/36589/osman-pamukoglu-anti-teror-bakanligi-derhal-kurulmali