Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (Çiftçi Sen) tarafından 16 Nisan günü gerçekleşecek Anayasa değişikliği referandumu ile ilgili açıklama yapıldı.
“Referandumu ortaya atanlar, 2002- 2017 yılları arasında tek başlarına iktidardaydılar. Şu anda da iktidardalar. Çiftçilerin lehine politika üretmeleri için herhangi bir engel yok. Ama ürettikleri her politika çiftçilerin değil, hep şirketlerin lehine” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Üretmek istiyoruz, zarar ediyoruz, bu yüzden üretemiyoruz. Referandumu önümüze koyanların, biz çiftçileri ne hale getirdiklerini sizlere bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Şirketlerin önünün açılmasına, haklarımızın, topraklarımızın, sularımızın, tohumlarımızın gasp edilmesine Hayır! Çiftçilik mesleğimizi devam ettirebilmek, ürettiğimiz ürünlerin değerinde satılmasını sağlayabilmek için, toprağımızı kredi borçları yüzünden satmak zorunda kalmamak, haklarımızı daha da geliştirmek ve geleceğimize sahip çıkmak için, gelin referandumda ‘Hayır’ diyelim.”
***
Yanlış politikalar yüzünden artık ithalatçıyız
ÇiFtçi Sen’in referandum açıklamasında Türkiye’nin iddialı olduğu tarım ürünleri üretiminin yanlış politikalarla nasıl bitirildiği de yer aldı:
Buğday Üretim alanı 2002’de 9 bin 300 hektardı. 2016’da 7 bin 780 hektara geriledi. Çiftçiler 1, 5 milyon hektar arazide artık buğday ekemiyor. Buğday ithal ediyoruz.
Arpa Çiftçiler 2002-2016 arası yanlış fiyat politikaları nedeniyle 1 milyon hektar arazide artık arpa ekimi yapmıyor. Yemde ithalatçı olduk.
Baklagiller Nohut ve kırmızı mercimekte üçte bir, yeşil mercimekte üçte iki oranında üretimimiz azaldı. İthalatçı olduk.
Pamuk 2002’de 7 milyon 210 bin 770 dekar alanda pamuk üretebiliyorken, 2016’ya geldiğimizde 4 milyon 800 bin dekara düştü.
Fındık Hükümet çiftçiyle bağını kesti. Bilgi desteği yapmıyor. Fındığın verimliliği düştü. 2002’de dekarda 113 kg fındık alırken, 2016’da fındık verimliliğinde dekarda 66 kg’a kadar geriledik.
Çay Çay üreticileri de tamamen gözden çıkarıldı. Üreticilere bilgi desteği de veren ÇAYKUR Varlık Fonu’na devredildi. ÇAYKUR’un piyasayı düzenleme etkisi kırılarak, işlevsizleştirilerek özel sektöre (şirketlere) satılması hazırlığı yapılmakta, üreticilerin tamamen şirketlere bağımlı hale gelmesi istenmektedir.
Zeytin 2005 ağaç sayısı 113 milyon iken 2016’da 171 milyon ağaca yükseldi. Fakat zeytinlikleri şirketlerin lehine yok etmek için Meclis’te yasa tasarısı Demokles’in kılıcı gibi zeytincilerin tepesinde bekletilmekte. Referandum sonunda devreye sokulacak.
Tütün 2002 yılında 405 bin olan üretici sayısı 56 bine düştü. Üretim 159 bin tondan, 62 bin tona geriledi. Tütün ve tütüncülüğümüz bitirilme noktasına getirildi.
Meyvecilik Bu yıl narlar toplanmadı. Denizli’de elma kazandırmıyor diye elma ağaçları söküldü. Narenciyeciler portakal ve mandalinalarını yola dökmeye başladı.
***
Tarımda iflasa giden yol
Çiftçi Sen tarımda nasıl iflasın eşiğine gelindiğini başlıklarla sıraladı. İşte o açıklamada yer alan çarpıcı tespitler:
Tohum Çiftçi tohumuyla çiftçidir. 2018’den sonra sadece şirketlerin sertifikalı tohumlarıyla üretim yapanlara teşvik verileceği, yerel/atalık tohumlarla üretim yapanlara teşvik verilmeyeceği kararlaştırılmış durumda. Bu uygulama çiftçileri, tarımımızı tohum şirketlerine göbeğinden bağımlı kılacaktır.
Destek ve Kredi 2004-2016 yıllarını kapsayan süreçte tarıma sağlanan destek sadece 3,7 kat artarken, bankaların verdiği nakdi kredi miktarı 13,5 kat arttı. Çiftçilerin takibe düşen kredi miktarı ise 9 kat arttı.
Tarım alanı 2002’de 26 bin 579 hektar iken, 2016’da 23 bin 900 hektara geriledi. 3 milyon hektar civarında arazide çiftçi üretim yapmaktan vazgeçti.
Hayvancılık Nüfusumuz 45 milyon kişi iken hayvan sayımız 83 milyon idi. Yani yaklaşık kişi başına 2 hayvan düşüyordu. Şimdi nüfusumuz 80 milyona dayandı. Hayvan sayımız 50 milyon civarında yani iki kişiye bir hayvan düşmektedir. Özetle hayvancılıkta ihracatçı iken ithalatçı olduk.
Milli Tarım Projesi 2016’da Milli Tarım Projesi açıklandı. Projeyle Türkiye tarımının iflası Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Tarım Bakanı’nın katılımıyla ilan edildi. Yanlış politikalar sonucunda, 2016’da tarım sektörü birinci ve ikinci dilimde yüzde 5.6, üçüncü dilimde ise yüzde 7.7 daraldı. Bu da tarımın iflasının rakamsal kanıtıdır.
birgün