Olaylar ve İnsanlar / Cumhuriyet
George Coloney’in ev satın alması ile dünyanın gözde kasabası olan Bellagio, İtalya’da Como Gölü üzerinde bir yeryüzü cenneti. Alp Dağları’nın kucağında yüzü Como’ya bakan bu yemyeşil kasaba her yıl bütün dünyadan binlerce turist ağırlıyor.
Geçen hafta, dünyanın farklı ülkelerinden gelen kadın liderler ile bu kasabada dört günlük “Kadın Liderler Zirvesi” için bir araya geldik.
Bellagio’ya adımınızı attığınız andan itibaren, karanlık, karamsar, adaletsiz dünyaya kapınızı kapatıyorsunuz. Sizi sarıp sarmalayan olağanüstü doğa için de başka bir dünyanın mümkün olabileceğini düşünmeye, onun için hayaller kurmaya başlıyorsunuz.
Başka dünya mümkün
Beş farklı zeytin çeşidinin yetiştiği ağaçları, onlarca farklı bitki ve ağaç çeşidi içinde yürürken içinize soluğunuz koku başınızı döndürüyor. Bu cennette doğaya saygılı, çevreden beslenen mütevazı yaşam kurgulanmış. İhtiyaç kadar üretmek, hiçbir yemek artığını atmamak prensibi var. Başka bir yaşama biçiminin başka bir dünyanın mümkün olabileceğini yaşayarak görüyorsunuz.
18 farklı ülkeden
Malavi’nin ve Kosova’nın kadın başkanları, Afganistan’nın insan hakları komitesinin başkanı gibi deneyimli siyasetçilerin yanında 18 farklı ülkeden 29 sosyal girişimci, politikacı, aktivist, sivil toplum temsilcisi, akademisyen lider kadın dört gün süren programda dünyanın karşı karşıya olduğu sorunlara ilişkin yapılacaklara dair kafa yorduk. Pat Mitchel’in küratörlüğünde yapılan toplantıda insan güvenliği, iklim değişikliği, kapsayıcı ekonomi, popülizmin yükselişi, göç ve politik dil çeşitli başlıklarda tartışıldı.
Sorunlar
Grup, dünyanın her yerinde aynı sorunlar ile karşı karşıya olunan sorunları şöyle sıraladı.
Bireysel hak ve özgürlükler güvenlik adı altında azalıyor.
Popülizmin de kullanımı ile otoriter politikacıların etkisi artıyor, demokrasi geriliyor.
İklim değişikliğinin sanılandan da yakın.
Göç politikaları ile göçmenlerin entegrasyonu sorunu çözemiyor.
Teknolojinin insanın yerine aldığı yeni ekonomik düzende var olan eğitim politikaları çözüm üretmiyor.
Kadına ve her türlü azınlığa yapılan ayrımcılık ve şiddet artıyor.
Kadın liderler daha çok kadın liderin karar mekanizmalarında yer alması ile, karşılaşılan sorunların daha hızlı çözüleceği ve kadınların liderlik pozisyonlarına gelmesi için uluslararası bir koalisyona ihtiyaç olduğu üzerinde uzlaşmaya vardık. Bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bundan sonraki buluşmamızı İstanbul’da yapmaya karar verdik.
Yalnız değiliz
Türkiye’den tek temsilci olarak benim katıldığım toplantıda, neredeyse bütün katılımcılar Türkiye’nin içindeki otoriter rejimden duydukları endişeyi ifade ettiler. Cumhuriyet gazetesi duruşması ile aynı günlere rastgelen bu toplantıda, ne kadar çok kişinin bu davanın sonucunu izlediğini görmek, yalnız olmadığımız duygusunu pekiştirdi.
Ama, muhalefet partisi temsilcisi olarak güvende olup olmadığımı sorduklarında çok üzüldüğümü itiraf etmeliyim. Memleketimin artık otoriter bir rejim ile anılmasına içerledim, isyan ettim. Yıllardır verilen onca mücadele sonunda elde edilen kazanımlarımızı kaybettiğimiz duygusu ile yüzleşmek içimi acıttı. Benim için endişelenmemeleri gerektiğini, Türkiye’de bir demokrasi kültürü olduğunu anlatmaya çalıştım.
Adaletin anlamı
“Adalet” yazan tişörtümü giydiğimde bu sözcüğün herkes için ne kadar anlamlı olduğunu görmek ilginçti. Kadınların mücadelesinin aynı zamanda bir “adalet arayışı” olduğunun farkına yeniden vardım. “Adalet Yürüyüşü’nün” kadınlar tarafından neden bu kadar desteklendiğini daha iyi anladım. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde yapılan Adalet Yürüyüşü’nün memleketimizde adalete susamış kitleleri çok heyecanlandırdığını anlatınca, memnuniyetlerini görmekten mutlu oldum.
Global kadın dayanışmasının önemine yaşayarak tanık olduğum bu toplantı sonunda memleketimin geleceğine ilişkin karamsarlığımı bir tarafa bıraktım. Dünyanın farklı yerlerinden gelen kadınların aynı sorunları paylaştığımızı anlayıp, güçlü kadın liderler ile birlikte dayanışma içinde mücadele etmek bana güven verdi. Bellagio da gönlü dünya barışı ile dolu kadınlar ile karamsarlık yerine umudu, korku yerine cesareti, nefret yerine sevgiyi hâkim kılabileceğimiz bir dünyayı birlikte kurma umudu ile geri döndüm.
Biz kadınlar korkuyu dayanışma ile yeneceğiz.
GÜLSEREN ONANÇ
CHP Parti Meclisi üyesi