Nevra Ölçer / Anadolu ve Rumeli Medya
2028 yılında kaç kişi olacağız?
Ülkemizde yaşayanların yaşamlarını sağlıklı, huzurlu, bilinçli, mutlu geçirmeleri için hangi şartların oluşması lazım?
Bu şartlar için hangi meslekten kaç kişi olması lazım?
Yani 90 milyon nüfus için kaç doktor lazım olacak? Kaç öğrenci olacak? Kaç öğretmen olması lazım?
Kaç kişinin bilgiişlem konuları ile ilgilenmesi gerekecek?
Kaç sanatçı lazım?
Bir toplumun ruh sağlığı için sanatın önemini idrak etmiş bir cumhuriyetin çocukları olarak, gelecek kuşaklar için müzik, bale, tiyatro, resim sanatçılarının sayısının ne kadar olması lazım?
Tarih gibi inanılmaz önemli bir konuda.. Kaç tarihçi, nasıl yetişecek?
Emekli bir imam 20 yıl araştırma yapıyor Selanik tapusunda, nüfus kayıtlarında. Herkesin merak ettiği Ata’mızın ve ailesinin doğum tarihlerini öğreniyoruz. Bu ülke nasıl tarihçiler yetiştiriyor?
Avukatlar mesela. Ne kadar avukata ihtiyacımız var? Kaç savcımız olmalı, kaç diplomat, kaç hemşire, kaç çiftçimiz olmalı?
Ülkemizde yaşanan hukuk fecaatlerinin tekrar etmemesi için hukukçular nasıl yetiştirilmeli, hangi eğitimi almalı?
Çiftçilerin var olması, kendi ürünlerimizi kendimiz yetiştirmemiz için ne kadar ziraat mühendisine ihtiyacımız var? Ziraat fakültesinde ne kadar profesör olmalı?
Türk dili ve edebiyatı konusunda yolumuzu aydınlatacak olan kişiler ne kadar olacak?
Ne kadar basın elemanı lazım?
Mevcut okullar, üniversitelerimiz ne kadarını yetiştirebiliyor?
Her üniversite minimum kalite gerekliliğini yerine getirebiliyor mu?
Öğretim elemanlarının kalitesi nedir?
Ne kadar bilim insanı lazım?
Ver bütün bunlar için hangi eğitim kurumundan ne kadar lazım?
Bu konularda ileriye yönelik raporları, oluşacak olan eğitim kurumu ihtiyacını hesaplayan, gösteren, kim hazırlıyor, nerede o raporlar?
Bu konulara nereden girdim?
Dün gözüme bir haber çarptı. 1048 Anadolu Teknik sınıfı kapatılacak, az kişi var haberi. (bkz.Haberler)
Ben bu liseleri kapatıyoruz, bunları açıyoruz gibi lafların her türlü plandan yoksun, program ve yukarıda yer alan konuların mantığı ile tamamen bağlantısız olduğunu düşünüyorum.
Şimdiye kadar bir tek planlama, ve bir tek mantıklı açıklama duymadık.
Bu yukarıda yazdığım, değindiğim meslekler için nasıl bir ön araştırma yapılıyor?
Devlet Planlama Teşkilatı neyi planlıyor?
Önce Milli Eğitim Bakanlığı, sonra diğer bakanlıklar ne yapıyorlar?
Tarım Bakanlığı üretimi teşvik ediyor mu? Yerli tohum üretimi yasak ne demek? Ne demek hakikaten? Sağlık Bakanlığı Tarım Bakanlığına “bu ne olduğu belirsiz tohumlardan vazgeçelim, halkın sağlığı tehlikede” demiyor mu?
Sağlık Bakanlığı genetiği değiştirilmiş tohumların kısırlığa yol açtığını, nüfusun böyle azaltıldığını, ülkede 10 yılda kısırlık ölçüsünün % 10 lardan %25’e çıktığını Tarım Bakanlığına söylemiyor mu?
Bakanlık hayvancılığı teşvik ediyor mu? İnsanın sağlıklı yaşamı ve beslenmesi için sorumlu olan Sağlık Bakanlığı Tarım veHayvancılık Bakanlığına “şu kadar büyükbaş, şu kadar küçükbaş hayvan ihtiyacımız var” demiyor mu ki, yurt dışından hayvan ve et ithal etmek durumunda kalıyoruz?
Sağlık Bakanlığı bunu Ekonomi Bakanlığına söylemiyor mu ki, kıymetli paramız hayvan alımı için yurt dışına gidiyor?
Çalışma Bakanı Ekonomi Bakanlığına “çiftçilerimiz üretmeli ki, yurt dışına bu kadar ithalat parası vermeyelim” demiyor mu?
Demiyor mu?
Çiftçinin mazot parası lüks araçların mazot parasından ucuz mu, pahalı mı?
Milli Eğitim Bakanlığı ileriye yönelik meslek planlaması yapıyor mu?
Sağlık Bakanlığı Milli Eğitim Bakanlığına “şu kadar hemşire ihtiyacımız var” demiyor mu ki, basında İran’dan hemşire alınacak gibi laflar okuyoruz.
Ülkemizde yeterince doktor olmadığını Sağlık Bakanlığı Milli Eğitim Bakanlığına söylemiyor mu ki, Suriyeli doktorlar çalışmaya başlıyor?
Sanayi ve yüksek eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığına “dünya sıralamasında eğitim alanında çok gerilere düştük, bu eğitimli insan kalitesine yansıyor, önlem alın” demiyor mu? Birileri 6 ayda subay yetişmez, yetişecek olsa bütün dünya bunu yapardı, bunu aklınız alıyor mu, siz ne yapıyorsunuz demiyor mu birileri birilerine?
Sonuncusu konusunda basında yer aldı, emekli bir general olmaz böyle şey dedi iki gün önce. (bkz.Video)
Peki ne oldu, Milli Savunma Bakanlığı bütün dünyadaki diğer savunma bakanlıkları gibi “bu eğitimin kalitesini arttırmalıyız” demiyor mu?
Niye demiyor?
Hadi o demedi, Genelkurmay, ki kurmaylığın önemini en iyi onlar bilir, bu eğitim kalitesinden nasıl kurmaylar çıkacak demiyor mu?
Dışarıdan bakanların kritik etmelerine gelmeden, bu kişiler kendilerine aynada bir bakmıyorlar mı ?
Ama çok net: Durduk yere okul açıp, durduk yere, hiç bir bilimsel veri olmadan kapatmak, bu cümlede nasıl yer aldıysa, aynen o şekilde algılanıyor, bilin istedim.
Halkın, velilerin change.org kampanyaları ile “aman okulumuz yerinde kalsın, imza verin ne olur” demesi birilerine çok eğlenceli mi geliyor?
Ne yapıyorsunuz?