Nevra Ölçer / Anadolu ve Rumeli Medya
Haberler’den:
“Denizli’nin Çal ilçesinde yalnız yaşayan Ümmü Coşdan (75), darp edilerek gasp edilmişti. Olayla ilgili Coşdan’ın torunu ile arkadaşı gözaltına alındı. Şüpheliler adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.” Cumhuriyet
Kimliğini kabullenmek istemeyen toplumlar desem ne dersiniz?
İnsanlar önce kabileler halinde yaşıyorlardı. Sonra yavaş yavaş daha büyük topluluklar halinde yaşamaya başladılar. Bu daha büyük topluluklarda yaşamanın en büyük nedenlerinden biri güvenlik ihtiyacı idi.
Güvenlikleri konusunu da bu toplulukları yöneten kişilere delege ettiler. Yani birilerini başa getirdiler ve “bu işleri bu toplumda sen halledeceksin” dediler.
Yoksa çok basit: İnsan doğası, kendisine bir kötülük yapıldığı zaman, o kötülüğü yapana aynı şekilde cevap verir. Ama medeniyetler bu doğal sistemi daha değişik bir düzene getirmiş ve cezalandırma işi için güvenlik kuvvetlerini ve yasaları oluşturmuştur.
O zaman, eğer birisine bir kötülük yapılıyorsa, o kötülüğü yapan bunun için cezalandırılmak durumundadır. Yani insan doğasına göre Ümmü Coşdan’ın yediği o yumrukları, o yumrukları atan da yemeden, hak yerine gelmez. Yumruk sayısını kanunlar hapis süresi ile dengelemektedir zamanımızda.
Peki, salıvermek ne demek?
Çok karmaşık düşünmeye, bin dereden su getirmeye lüzum yok. Salıveremezsiniz!
Bir kadını bu hale getirmenin cezası salıverilmek değildir. Üstelik de bu işi torun yapmışsa, bu ağırlaştırılmış ceza sebebidir, çünkü örf ve adetlerimize ters düşmekte ve toplum vicdanını rahatsız etmekte ve de kötü örnek teşkil etmektedir. Aramızda böylelerinin dolaşmasının verdiği sıkıntı konusuna hiç girmiyorum bile.
Peki, niye salıverildiler?
Çünkü yasaya göre böyle değerlendirildi durum. Ama durum belli olduğuna göre, yasa yanlış ya da yetersiz.
Peki, niye yanlış, ya da yetersiz? Çünkü bu toplumun anlayacağı şekilde düzenlenmemiş, ya da AB uyum yasaları gereği değiştirilmiş.
Eğer bize uymuyorsa, bizim sistemimize uymuyorsa bu cezalandırma şekli, o zaman kanunu değiştireceksiniz.
Avrupa Birliği sizi bu yasayı değiştirdiğiniz için suçlayacak mı?
O zaman iyi yetişmiş avukatlarınızı oraya yollayacak ve bunun nedenini anlaşılır şekilde açıklayacaksınız. Ya da “yeter artık, bundan gerisini onlar düşünsün” diyeceksiniz.
Bizde birilerinin yaptığını bağımsız şekilde değerlendirebilme yetisi yok mu?
Bundan 1-2 ay önce Fransa’da bir çocuk tecavüz olayı üzerine, Fransa ilgili kanunda değişikliğe gideceğini belirtmişti. Demek ki Fransa kendi avukatlarının bu değişikliği AB mercilerine açıklayabileceğine güveniyor.
Biz bu adamlar ne yapıyorsa onu taklit etmek ve onlara hayran olmak durumunda mıyız?
Ümmü Çoşdan’un resmine bakın ve cevabı kendiniz verin.
p.s.: Bu sadece bu konuda değil, kadına şiddet içeren çoğu suç için de geçerli.
Düşünüyorum da, mesela Aile Bakanlığı Adalet Bakanlığını uyararak işe başlayamaz mı? Adalet Bakanlığı kendi kendine harekete geçmiyorsa akla ilk gelen bu oluyor.