anadoluverumelimedya.com

“Türkiye’de insan hakları ve hukukun üstünlüğü geriledi; medya, aktivistler ve muhalefet hedefte”

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch-HRW), 2018 Dünya Raporu’nu yayımladı. Raporda, Türkiye’de 16 Nisan’daki anayasa değişikliği referandumu sonrası medya, muhalefet ve insan hakları savunucuları üzerindeki kısıtlamaların arttığı belirtildi.

Reklam alanı

BBC Türkçe’nin aktardığı raporda, “Türkiye 2017’de Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini suistimal etmesine karşı yeterli denge ve kontrol mekanizmalarını içermeyen bir başkanlık sistemini uygulamaya soktu” ifadesi yer aldı.

“On yıllardır yapılmış en önemli değişiklik” olarak tanımlanan başkanlık sistemi, “insan hakları ve hukukun üstünlüğü açısından bir gerileme” şeklinde yorumlandı.

Raporda ayrıca referandumun, “15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hâl (OHAL) sürerken, medyanın ağır bir şekilde sansüre uğradığı, çok sayıda gazetecinin ve Kürt yanlısı muhalefet milletvekilinin hapiste tutulduğu koşullar altında gerçekleştiğine” dikkat çekildi.

Raporda, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Başkanı Taner Kılıç’ın “terör örgütü üyesi” olduğu yönünde “uyduruk bir suç isnadıyla” tutuklu olarak hapiste olduğu belirtildi.

Tutuklu bulunan iş insanı ve sivil toplum önderi Osman Kavala’nın hakkında darbe girişimine katıldığı yönündeki “düzmece iddialara ilişkin” bir soruşturma yürütüldüğü de kaydedildi.

‘Türkiye hükümeti mahkemeler üzerinde çok büyük bir baskı uyguladı’

Raporda şu ifadeler yer aldı:

  • “Türkiye hükümeti mahkemeler ve savcılıklar üzerinde çok büyük bir baskı uyguladı.”
  • “Terörle mücadele yasalarının yaygın bir şekilde istismar edilmesi, 2016 darbe girişiminden sorumlu olanların yargılanması yönündeki meşru çabaları baltaladı. 2017’de gazetecilere siyasi saiklerle, terörle mücadele ile ilişkili suçlar isnat edilerek açılmış çok sayıda dava başladı, hükümet ayrıca insan hakları savunucularını da hedef aldı.”
  • “Çıkan KHK’lardan çoğu insan haklarının korunmasına yönelik mekanizmaları zayıflatan ve Türkiye’nin uluslararası insan hakları hukuku altındaki yükümlülükleriyle çelişen önlemler içeriyor.”
  • “Hükümet, Olağanüstü Hal’de kamu görevinden çıkartılan 100 bini aşkın devlet memuru ve kapatılan medya mecraları, dernek ve vakıflar ve diğer kurumlar için bir tazmin ve telafi mekanizması sunmadı.”
  • “Halkların Demokrasi Partisi’nin (HDP) aralarında partinin eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın da bulunduğu üyeleri terörle mücadele kapsamındaki suçlamalarla, bir yılı aşkın bir süredir hapiste tutuluyorlar.”
  • “Hükümet güneydoğudaki belediyelerin neredeyse tamamına el koyarak, bölgedeki insanları seçilmiş temsilcilerinden mahrum bıraktı.”
  • “Yetkililer sık sık kitlesel toplantıları keyfi bir şekilde yasaklıyor ve barışçı gösterileri şiddet yöntemleriyle dağıtıyorlar.”
  • “Türkiye’de OHAL altında 500’den fazla avukat tutuklanarak hapse atıldı, 1000’nin üzerinde avukat hakkında da dava açıldı. Haklarında dava açılan avukatların çoğunun FETÖ ile bağlantılı olduğu iddia ediliyor.”
  • “2017 yılında, özellikle de terörle mücadele yasası kapsamında gözetim altında tutulan kişiler tarafından, polis gözetimi altında işkence ve kötü muamele yapıldığına ilişkin yaygın bildirimlerde bulunuldu.”
  • “Yarım milyona yakın Suriyeli mülteci çocuk okullara kayıt yaptırmış durumda ama en az 380 bin çocuk okula gitmiyor. Emek sömürüsüne dayalı çalışma koşulları ve fakirlik, tam korumaya erişimin olmaması durumunu daha da ağırlaştırıyor.”

‘Medya ve sivil topluma yönelik baskılar derinleşiyor’

İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, “Türkiye’de nereye baksanız insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü koruyan denge ve kontrol mekanizmalarının aşındığını görüyorsunuz” dedi.

Hugh Williamson, “Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş, hâlâ sürmekte olan olağanüstü hâl ve muhalif milletvekillerine yöneltilen suçlamaların tamamı parlamentoyu zayıflattı, hükümetin yargı üzerindeki kontrolu daha da sıkı ve medya ve sivil topluma yönelik baskılar derinleşiyor” diye konuştu.

‘Otoriter liderler nedeniyle hoşgörü saldırı altında’

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un seçim zaferini dünyanın popülizme nasıl direnebileceğine ilişkin bir örnek olarak gösterdi.

İcra Direktörü Kenneth Roth, otoriter liderler nedeniyle kapsayıcılık, hoşgörü ve saygının dünya çapında saldırı altında olduğunu kaydetti.

Roth, demogogların terör saldırısı tehditlerini kullanarak yabancı düşmanlığını körüklediklerini de belirtti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, bu yıl 28. defa yayınladığı 643 sayfalık Dünya Raporu’nda 90’dan fazla ülkedeki insan hakları uygulamalarını gözden geçiriyor.

birgün

About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.