Nevra Ölçer / Anadolu ve Rumeli Medya
18 Mart’ta her yıl şehitlerimizi anıyoruz.
18 Mart 1915 Çanakkale’de düşman armadasının 7 gemisi arka arkaya battıktan sonra geri çekildiği gün.
Kara savaşlarının başlamasına henüz 5 hafta var.
Her yıl 18 Mart’ta bu konuda yazılar yayınlanıyor, şehitlikler ziyaret ediliyor.
Peki, bugün, 24 Kasım Öğretmenler Günü konusunda yazmak varken, şehitler konusuna nasıl geldim?
Bundan 4-5 yıl önceydi. Bir gün siyasete çok da uzak olmayan birisi “İlk iş güneydoğudaki mayınlar temizlenmeli ve köylülere verilmeli” şeklinde bir şey söyledi.
Olağanüstü şaşırdım. “O alanların mayınlı olmasının bir sebebi var. Amaç sınırları korumak. Böyle bir şeyi nasıl söylersiniz?” dedim.
Gel zaman, git zaman.. Oradaki mayınlar temizlendi. Ülkemize 3 mü, 5 mi, daha fazla mı, milyon Suriyeli girdi.
Bu konu o kadar bariz bir şekilde ülke güvenliğini tehdit ediyor ki, bir şey söylemek abes.
Muhalefet, sırası geldikçe, kameraların karşısına geçiyor ve “Suriyeliler gidecek” diyor.
Bu arada üreme kapazitesi yüksek olduğu görülen bu kişilerin sayısı her geçen gün hızla artıyor.
Bugün gazetede bir başlık gözüme ilişti.
“Türkiye – İran sınırında 20.000 mayın imha edildi”
Avrupa Birliği fonlarıyla desteklenen mayın temizleme projesi kapsamında Türkiye’nin doğu sınırlarında 20 bin mayın imha edildi. AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger desteğin devam edeceğini söyledi.