Nevra Ölçer
Az önce televizyonda bir kanalda Çanakkale üzerine bir film gördüm. 2015 yılında vizyona girmiş. Yani savaştan tam 100 yıl sonra.
Televizyonu 5 dakika geç açtım, programı da bilmiyordum, birdenbire karşıma o çok iyi bildiğim üniformalarıyla 1915 yılının askerleri ve subayları çıktı.
Çok sevindim, hatta heyecanlandım, çünkü üzerine kitap yazdığım bir konu karşımda o zamanki haliyle canlanıyor gibiydi.
Filmin çekildiği yerleri de tanıdım, çünkü Çanakkale’ye gidip buraları görmüştüm.
Komutanın kim olduğunu başında anlamadım, sonra baktım Cevat Paşa karşımızda. Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı. Gerçek Cevat Paşa zayıftı, filmdeki Cevat Paşa bana göre daha çok zamanın Genelkurmay Başkanı ve Harbiye Nazırı olan Ahmet İzzet Paşa’ya benziyordu. Ama buralara fazla takılmayalım…
Büyük toplar, topların başında askerler, askerleri cesaretlendiren komutanlar,.. Hepsi düşündüğümüz gibiydi. Düşman gemileri, onların batırılması, bunlar da bildiğimiz gibiydi.
18 Mart günü düşman çekildi, herkes çok sevindi. Bu da tamam.
Araya bir de aşk hikayesi eklenmişti. Bir komutanla bir hemşire arasında. Komutanın ona verip de kendisi ölürse kızına verilmesini istediği bir mektup vardı. Hemşire bu kıza ulaşmak için uzun süre uğraşmış, ancak 30 kadar yıl sonra bu olay gerçekleşebilmişti, film de burada bitiyordu.
Peki, ben buraya kadar bu yazıyı okuyanlara şunu sormak istiyorum: Tamam mı, memnun musunuz, Çanakkale Savaşı bu mudur?
Ülkemiz için olağanüstü öneme sahip bir olay, tarihimiz bu şekilde işlenebilir mi?
18 Mart 1915 tarihinde denizden gemilerle saldırmakta olan düşman geri çekildi. Bu tarihe kadar çok az sayıda kayıp verilmişti.
Düşman, Boğazı sadece donanma ile geçemeyeceğini anladığı için, 5 hafta sonra orduyla saldırdı, ve kara savaşları başladı. Bu kara savaşları 25 Nisan 1915 tarihinden düşmanın yarımadayı terk ettiği tarih olan 9 Ocak 1916’ya kadar devam etti. Savaşın bu bölümünde hem biz, hem de onlar 250şer bin kayıp verdik. Bu ağır saldırılarda Albay Mustafa Kemal bir yıldız gibi parladı ve 25 Nisan ve 10 Ağustos ağır saldırılarını durdurdu.
Bu bölüme hiç yer vermeden Çanakkale Savaşı filmi çekilebilir mi?
Bizim bu şanlı, şerefli tarihimiz bu şekilde işlenebilir mi?
Ben insanların Çanakkale Savaşı konusunda bir şey bilmediklerini gördüğüm için bu kitabı yazmaya karar vermiştim, ama kimse bu kadar da bilmiyor olamaz, öyle değil mi?
Ama eğer olabiliyorsa, bunun sorumluluğunu birilerinin üstlenmesi gerekir.