Ahmet Takan / yenicag
Kutlu Türk yurdunun etrafını saran ateş çemberi ile birlikte, dışarıda kahpe düşmanlarla, içeride onların işbirlikçisi/maşaları hainlerle mücadelenin en kritik eşiğine geliyoruz. Ağır bedeller ödüyoruz. Her gün gelen onlarca şehit haberi, vatan için toprağa düşen o gencecik fidanlar ciğerimizi kavuruyor. Babaların naaşı başında cami avlusunda olan bitenlerden habersiz oynayan o minicik yavruların görüntülerine dayanabilmek mümkün değil.
Gaflet ve dalalet içindeki siyasetçilerin Türk milletine ödettiği bedel bu. AB/ABD’perestlerin ülkeyi ne hale getirdiğini hep birlikte görüyoruz. Türkiye’nin Avrupa ve Amerika ile onların iş birlikçileri vasıtasıyla nasıl ağır baskı altına alındığını nasıl yalnızlaştırıldığını ibretle izliyoruz. Meşru müdafaa için bile Suriye’de uçamıyoruz, Irak’a giremiyoruz, Ege’de kendi hava ve kara sularımızda dolaşamıyoruz. KKTC elden gidiyor. Anadolu’ya hapis olduk… Çok belli!.. Son aşamanın da Anadolu’dan kovulmak olduğu. Hal böyle iken, Almanya Parlamentosu sözde Ermeni soykırımını kabul etti diye timsah göz yaşı dökenleri de lanetliyorum. Büyük oyunun tüm kurguları belliydi. 2002’de siyaset yasağının kalkması ve Başbakan olmak için Avrupa turu ile o günkü liderlerden icazet alan R. Erdoğan ve takımına bugünler ta o günlerden anlatılmıştı. Erdoğan’ın Almanya ziyaretinde Merkel anısını da pas geçiyorum. Şimdi, kimse çıkıp da “AB ve Almanya bizden terörle mücadele yasasının değiştirilmesini istedi. Biz de reddediyoruz” diye maval okumasın. 2002’de dayatılan benzer istekler sonucunda, “demokratikleşme” diye hapislerden salıverilen PKK’lı teröristlerin ve sivil sözcülerini, Habur rezaletlerini, çözüm sürecini unutmadık. Bunların karşılığında “AB’ye girdik” diye gündüz vakti attırılan havai fişekleri hâlâ hatırlıyoruz. Brüksel sevdalılarının terörle mücadele eden şerefli Türk askerlerini hâlâ yargılattığını ve onlara atılan alçakça iftiraları da beynimize kazıdık. Damarlarımızda dolaşan asil kandan aldığımız güçle bir yandan hainlerle savaşıyor diğer yandan ülkeyi işgal güçlerine teslim etmek için geri sayanlarla demokratik platformda mücadele ediyoruz.
***
Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri ile Türk Polisi, meskûn mahal mücadelesi ile birlikte PKK’nın kırsala kaydıracağı kanlı eylemler için her türlü hazırlığı yaptı. O bölgede Jandarma Özel Harekat (JÖH) ve komando birlikleri artırıldı. Ankara’ya ulaşan istihbarat raporlarına göre, terör örgütü özellikle büyükşehirlerde kadın ağırlıklı olarak militan devşirme peşine düştü. PKK, askeri karakol ve birliklere saldırıları artırmayı hedefliyor. Terör örgütünün Doğu Karadeniz bölgesi ile birlikte Batı Karadeniz’e de sızma faaliyetlerine karşılık önemli geçiş noktalarında da önlemler artırıldı. Kahraman Jandarma kuvvetlerimiz önceki günlerde Karadeniz’e sızmaya çalışan kahpelerin dağ kadrosuna önemli bir darbe indirdi. Erzincan sınırında Sakaltutan mevkiinde kıstırılan kahpe grubu, Jandarmalarımızın müdahalesi ile etkisiz hale getirildi. 3 PKK militanı öldürüldü. Operasyonlar bölgede hâlâ devam ediyor. Bu da etkisiz hale getirilen hainlerin güvenlik güçleri tarafından çekilmiş fotoğrafları.
Yılların iletişimcisi olarak bu tür fotoğrafların yayınlanmasını pek de gerekli bulmam. Fakat, bu sefer durum çok farklı. Temizlenen hainler konusunda kahramanlarımız hakkında üretilen spekülasyonlar üzerine bu fotoğrafları özel isteğimle temin ettim. Hani!.. “Öldürülen PKK’lıların sayısının aslı astarı yok” diyenler var ya… Hem onlara hem de yazılarımdaki gerçeklerden dolayı şahsıma tehdit ve küfür yağdıran alçaklara kapak olsun!..
***
Ülkemizin terör örgütlerinin bataklığı haline geldiği ortamda IŞİD’e yönelik de önemli istihbarat bilgileri Ankara’ya gelmeye devam ediyor. Terör örgütünün Ramazan ayının ilk haftasında Ankara’da yeni bir canlı bomba eylemine hazırlandığı, bu maksatla uyuyan hücrelerini yeniden harekete geçirdiği bilgisi üzerine önlemler yoğunlaştırıldı. İstihbarat raporlarında dikkat çeken diğer bir bilgi de, terör örgütü IŞİD’in canlı bomba eylemleri için akıl hastalarına yöneldiği ve bulmakta zorluk çekmediği bilgisi.
Şimdi!..
Almanya “soykırım” dese ne olur demese ne olur!..
Mülayim Brüksel sevdalıları sözde protesto etse ne olur!..
Haçlı ittifakı ve onun yerli iş birlikçileri bu sefer tam kadro üstümüze çökmeye çalışıyor. 1923’ün öcünü almaya ant içmiş şerefsizler, Milli Bayramlarımızı, “ne mutlu Türk’üm”ü kaldıran iş birlikçileri ile Türk varlığına kefen hazırlıyor.
Bu fotoğrafta;
Kahraman Mehmetçik ve polisimiz sünnetsizlerle amansız mücadele ederken, yıllardır oturdukları evlerinden meydanlara taşan Ülkücüler ve Türk Milliyetçileri için 19 Haziran daha da önem kazanıyor. Aynı Mustafa Kemal‘in Sivas kongresi gibi.
19 Haziran 2016 Esenboğa Kongresi, yeni bir Millî Mücadele şahlanışının tarihi olacaktır. O gün; hepimizin tek yürek “varlığım Türk varlığına armağan olsun” diye haykıracağı gün olacaktır.
Dosta düşmana itina ile duyurulur!..
görsel: diken.com.tr